Parkinson’un Fark Edilmeyen Belirtilerine Dikkat…

Parkinson Hastalığının Erken Belirtileri Nelerdir?

Dünya genelinde milyonlarca insanı etkileyen Parkinson hastalığı, nörolojik rahatsızlıklar arasında en yaygın olanlardan biridir. Parkinson’un erken evredeki belirtileri arasında koku duyusunda azalma, kabızlık ve uykuda konuşma gibi işaretler bulunmaktadır.

Parkinson Hastalığının Görülme Sıklığı ve Önemi

65 yaş ve üzerindeki bireylerde Parkinson hastalığının görülme sıklığı yaklaşık yüzde 1 civarındadır. Ancak ileri yaşlarda bu oranın daha da yükseldiği belirtilmektedir. Türkiye’de yaklaşık 150 bin Parkinson hastası olduğu ve bu sayının arttığı ifade edilmektedir.

Koşuyolu Hastanesi’nden Nöroloji Uzmanı Dr. Yüksel Dede, hastalığın belirtileri ve risk faktörleri hakkında önemli bilgiler vererek, hastalığın erken teşhis edilmesinin yaşam kalitesini önemli ölçüde artırabileceğine işaret etmiştir.

Parkinson Hastalığının Tanımı ve Etkileri

Parkinson, beyindeki dopamin üreten hücrelerin azalması sonucu ortaya çıkan, ilerleyici bir sinir sistemi hastalığıdır. Uzmanlar, dopamin eksikliğine bağlı olarak hareketlerde yavaşlama, titreme, kas sertliği ve denge sorunları gibi belirtiler yaşanabileceğini belirtmektedirler.

Ailesinde Parkinson Hastalığı Öyküsü Olanlara Dikkat!

Dr. Dede, Parkinson hastalığının genetik yatkınlığı olan bireylerde daha erken yaşlarda ortaya çıkabileceğini ve bazı kimyasallara maruz kalmanın hastalığın gelişiminde rol oynayabileceğini vurgulamaktadır. Özellikle ailesinde Parkinson öyküsü bulunan kişilerin belirtilere karşı daha dikkatli olmaları gerektiğini ifade etmektedir.

Erken Evre Belirtilerine Dikkat!

Parkinson hastalığının erken evredeki belirtileri arasında koku duyusunda azalma, kabızlık, depresif ruh hali, uykuda konuşma gibi sorunlar bulunmaktadır. Bu belirtiler, hastalığın daha belirgin hale gelmeden önce ortaya çıkabilir ve erken teşhis için önemli ipuçları olabilir.

Uzmanlar, erken dönemde bir nöroloğa başvurmanın hastalığın ilerleyişini yavaşlatabileceğini ve tedavi sürecini olumlu yönde etkileyebileceğini belirtmektedirler.

Kaynak: BYZHA Beyaz Haber Ajansı

Related Posts

Yaşamak istedi, bedeli insanlık suçu oldu! Kanlı organ nakli kâbusu: ‘Bilmiyordum’

İlk böbrek naklini 20 yaşında olan genç kadın yeniden hastalanmış ve yine kendisi için uygun bir böbrek beklemesi gerektiğini öğrenmişti. Bu bekleyişin hayatına mâl olabileceğini düşündü. İnternette yaptığı bir araştırma sonucunda kendi deyimiyle farkında olmadan uluslararası organ nakli çetesine dahil oldu. İşte şimdi hiçbir klinik tarafından tedaviye alınmayan kadının yaşadıkları.

Tehlike çanları çalıyor: Türkiye Avrupa birincisi oldu

Türkiye’nin, obezite oranı açısından dünyada 17’nci sırada, Avrupa’da ise birinci sırada yer aldı. Prof. Dr. M. Emel Alphan ise bu durumun, aşırı yağlı ve yüksek enerjili fast-food tarzı beslenme, ev dışında yemek yeme alışkanlığının artması, şeker yerine fruktoz bazlı şekerlerin içeceklerde kullanılmasının artması, porsiyonların büyümesi ve internetteki moda diyetlerin kullanılması olarak sıraladı.

Alerjiyle karışan Covid-19 belirtilerine dikkat!

Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Şevket Özkaya, Mayıs ayında artan sıcaklıklar ve çevresel faktörlerle birlikte hem alerjik hem de viral hastalıkların yaygınlaştığını belirterek, özellikle alerjik astım ve rinit gibi rahatsızlıkların belirtilerinin Covid-19 gibi viral enfeksiyonlarla karışabileceğine dikkat çekti.

Bu nadir görülen kanser belirtisi sadece banyoda ortaya çıkıyor

Uzmanlar, safra yolu kanserinin (kolanjiyokarsinom) sessiz ilerleyip çoğu kez geç evrede teşhis edildiğine dikkat çekiyor. İlk uyarı işaretleri sıklıkla tuvalette ortaya çıkıyor; ancak sindirim veya idrar yolu problemleriyle karıştırılabildiği için gözden kaçabiliyor.

Uzmanlardan kalbi ve böbreği etkileyen ‘kardiyorenal sendrom’ uyarısı

Türk Böbrek Vakfı (TBV), Türk Kalp Vakfı ve Türk Nefroloji Derneğince “kardiyorenal sendrom” olarak adlandırılan hem kalbi hem böbreği olumsuz etkileyen sağlık sorunlarına dikkati çekildi.

İç Dünyamız Artık Görülüp Ölçülebiliyor!

Zihin, beyin ve bedenin ayrı ayrı değil, bir bütün olarak işlev gördüklerini belirten uzmanlar, aralarındaki uyumun, sağlıklı bir yaşamın temeli olduğunu ifade ediyor.