Lübnan’ın başkenti Beyrut’ta salı günü bir insansız hava aracı saldırısında öldürülen üst düzey Hamas yetkilisi Salih el Aruri, Avrupa Birliği ve ABD’nin terör örgütü olarak kabul ettiği İran destekli iki grup olan Hamas ve Hizbullah’ın kilit isimlerinden biriydi.
Lübnan ulusal haber ajansına göre, Hamas’ın diğer bazı yetkililerinin de öldüğü saldırının sorumluluğunu henüz üstlenen olmadı. Lübnan’ın geçici Başbakanı Necip Mikati ise patlamanın “Lübnan’ı kaçınılmaz olarak yeni bir çatışma aşamasına sürüklemeyi amaçlayan yeni bir İsrail suçu” olduğunu söyledi.
İsrail şu ana kadar Beyrut’ta Hizbullah’ın ofislerinin de bulunduğu mahallede meydana gelen patlamanın arkasında olup olmadıkları konusunda yorum yapmayı reddetti. Ancak İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu’nun kıdemli danışmanı Mark Regev, Amerikan televizyonuna yaptığı açıklamada “kim yapmış olursa olsun” saldırının Lübnan’a ya da Hizbullah’a yönelik olmadığını söyledi.
Aruri’nin ölümü Hizbullah için bir kırmızı çizgi niteliğinde. Şii Müslüman bir yapılanma olan Hizbullah’ın lideri Hasan Nasrallah, Aruri’nin ölümü sonrası yaptığı açıklamada Lübnan’daki Filistinli yetkilileri hedef alması halinde İsrail’i vuracağına dair yemin etti, savaştan korkmadıklarını söyledi. Nasrallah’ın sert açıklamalarının ardından tansiyon daha da yükseldi. Gözlemciler, çatışmalarda Hizbullah’ın da dahil olmasıyla Ortadoğu’daki yangın yerinin daha da genişlemesinden korkuyor.
Peki Hizbullah kimdir? Bölgede nasıl bir tehlike yaratabilir?
“Lübnan siyaseti ve toplumuna derinlemesine nüfuz etti”
Washington merkezli düşünce kuruluşu Wilson Center, 2022’de Hizbullah’ın silahlı kanadını muhtemelen “Ortadoğu’daki ve görece dünyadaki en zorlu devlet dışı askeri aktör” diye tanımlıyor. Adı Arapçada “Allah’ın Partisi” anlamına gelen İran destekli yapılanmanın merkezi Lübnan. Askeri bir örgütten çok daha fazlası olan Hizbullah, Lübnan siyaseti ve toplumuna derinlemesine nüfuz etmiş durumda.
ABD merkezli düşünce kuruluşu Dış İlişkiler Konseyi (CFR), 2022’de örgüt için “Hizbullah’ın geniş güvenlik aygıtı, siyasi örgütlenmesi ve sosyal hizmet ağı, ‘devlet içinde devlet’ olarak itibarını artırdı” ifadesini kullanıyor.
ABD tarafından 1997’de, Almanya tarafından da 2020’de terör örgütü olarak tanımlanan Hizbullah, başka birçok ülke tarafından da terör yapılanması olarak görülüyor. Avrupa Birliği (AB) de 2013’te Hizbullah’ın silahlı kanadını terör örgütü olarak tanımlamış, ancak AB’nin bu kararı Hizbullah’ın 1992’den beri Lübnan hükümetlerindeki rolü nedeniyle tartışmalı görülmüştü.
Lübnan’da aralarında hastaneler, okullar ve sosyal yardım tesislerinin de bulunduğu geniş sosyal hizmet ağı bulunan Hizbullah, ülkede önemli bir role sahip. Özellikle de Lübnan nüfusunun üçte birini oluşturduğu tahmin edilen Şii Müslümanlar açısından. 2020’de yapılan bir ankete göre, Lübnan’daki Şiilerin yüzde 89’u Hizbullah hakkında olumlu görüşlere sahip. Ancak Lübnanlılar arasında Hizbullah’ın ülkeyi çatışmaya sürüklediğini söyleyerek örgütü onaylamayanlar da var.
Hizbullah nasıl kuruldu?
Örgüt, 1982 yılında 15 yıl süren Lübnan’daki iç savaşın kaos ortamında kuruldu. 1975’te başlayan Lübnan iç savaşında Müslümanlar, Hristiyanlar, solcular ve Arap milliyetçileri gibi çeşitli toplumsal kesimler birbiriyle çatışıyordu. Suriye ve silahlı Filistinli gruplar da bu savaşa dahil olmuştu.
CFR, daha sonra yaşananları “(Lübnan’daki) iç çatışmaların ortasında İsrail güçleri, bölgeyi İsrail’e saldırmak için üs olarak kullanan Filistinli gerilla savaşçılarını uzaklaştırmayı hedefleyerek 1978’de ve 1982’de Lübnan’ın güneyini işgal etti” diye özetleniyor.
Sonrasında bir grup Şii de İsrail güçlerine karşı savaşmaya karar verdi. Bunu Arap dünyasında nüfuz edinmek için bir fırsat olarak gören İran, yeni oluşan milisleri eğitmeye ve finanse etmeye başladı. Bugün İran, Ortadoğu’da, aralarında Filistin topraklarındaki Hamas ve Irak’taki milis gruplarının da yer aldığı bir dizi vekil gücün arkasında bulunuyor. Yakın zamanda, ABD hükümeti İran’ın Hizbullah’a yıllık yaklaşık 700 milyon dolar civarında finansman sağladığını tahmin ettiğini açıklamıştı.
Hizbullah’ın askeri kanadı da zamanla Lübnan’daki diğer gruplara saldırı şekli, yabancı hedeflere intihar saldırıları ve suikast gibi yöntemlerle terör saldırıları düzenlemesi nedeniyle “aşırıcı” olarak görülmeye başlandı.
Hizbullah’ın politikaları neler?
Hizbullah, kurulduktan üç yıl sonra, 1985’te, bir dizi hedefin sıralandığı bir manifesto yayınladı. Bu manifestodaki hedefler arasında, “Batılı sömürgeci ulusların Lübnan’dan çıkarılması, İsrail devletinin yok edilmesi ve İran’a bağlılık” yer alıyor.
Hizbullah’ın kurulduktan sonraki ilk hedeflerinin bir kısmı Lübnan’da İran’ın teokratik modelinden ilham alan dindar bir İslamcı rejim kurulması çağrısında bulunuyordu. Zamanla Hizbullah’ın yerel hedefleri, örgüt ana akım politikaya daha fazla dâhil olmaya başladıkça bir miktar yumuşadı. Örgüt, 2009’da ise İslamcı bir rejimin Lübnan’a uygun olmayabileceğini kabul eden yeni bir manifesto yayınladı.
Ancak örgüt hâlâ İsrail’e karşı çıkıyor. Hizbullah, genellikle Lübnan sınırından füze atarak İsrail ile düzenli olarak çatışıyor.
Hizbullah’ın ne kadar silahı ve savaşçısı var?
Hizbullah’ın lideri Hasan Nasrallah, geçmişte Hizbullah’ın 100 bin kadar savaşçısının olmasıyla övünüyordu. Ancak bazı uzman tahminleri bu rakamın daha küçük olabileceğini öne sürüyor.
Washington merkezli Stratejik ve Uluslararası Araştırmalar Merkezi (CSIS), Füze Tehdidi projesi kapsamında hazırladığı 2021 tarihli bir raporda, Hizbullah’ın elinde “çoğunlukla küçük, taşınabilir ve güdümsüz karadan karaya topçu füzelerinden oluşan” büyük bir cephaneliğin bulunduğunu tahmin etmişti. Uzmanlar, Hizbullah’ın bugün kaç füzeye sahip olduğundan emin değil, ancak sayının 130 bin veya daha fazlası olabileceği belirtiliyor.
Hizbullah’ın cephaneliğindeki füzelerin çoğu güdümsüz. Öte yandan Hizbullah’ın elinde hassas hedefleme yeteneğine sahip füzelerin olduğu da iddia ediliyor.
Çoğunlukla İran, Çin veya Rusya’da üretilen mühimmatların çoğu örgüte, İran ya da Suriye üzerinden transfer ediliyor.
Hizbullah nerelerde aktif ve örgütün savaş gücü ne kadar etkili?
Zorlu bir düşman olarak görülen Hizbullah’ın, savaşçılarının bazıları savaş tecrübesine sahip. Örgüt, sponsoru İran’ın yanı sıra IŞİD’e karşı savaşta Suriye’deki Esad hükümetinin müttefiki oldu. Hizbullah savaşçıları 2014’ten sonra Irak’ta da IŞİD’e karşı savaştı ve örgüt, Irak’ta İran destekli milislerle ittifak halinde.
Örgüt ayrıca 2015’te Suudi Arabistan’a karşı savaşan Husilere yardım etmek için Yemen’e askeri eğitmenler ve savaşçılar göndermişti.