Ermenistan’da umut ettiği darbeyi de beceremeyen Galstanyan, Ermeni halkı arasında yeni bir hoşnutsuzluk dalgası yaratma niyetinde. Ermenistan toplumundaki huzursuzluk, 19 Nisan’da Erivan ve Bakü arasında sınır belirleme sürecini başlatmak imzalanan anlaşmanın duyurulmasının ardından alevlendi. 9 Mayıs’ta, Tovuz’da topladığı “intikamcı alayı” yöneten Başpiskopos Bagrat Galstanyan, Ermenistan Başbakanı’nı istifaya davet ederek uluslararası basının da ilgi odağı haline gelmişti.
O noktada, peşine takılanlardan cesaretlenen rahip, Nikol Paşinyan’ın bir saat içinde görevinden ayrılmasını talep ederek alay konusu oldu. Şu anda Galstanyan, kendisini “Ermeni ulusal kimliğinin kurtarıcısı” olarak göstererek Ermeni toplumunun dikkatini tekrardan çekmeye çalışıyor.
Ayrıca bu durum Ermeni yetkililer için önemli bir soruyu gündeme getiriyor: Karabağ’daki eski ayrılıkçı rejimin Erivan’daki “ofisi” neden kapatılmadı? Paşinyan hükümeti Azerbaycan’ın toprak bütünlüğünü ve egemenliğini gerçekten kabul ediyorsa, bu “ofis” neden çalışmaya devam ediyor?
Cevap gayet açıkt: Ofisin varlığını devam ettirmesi, Ermenistan’ın Azerbaycan’ın toprak bütünlüğüne ilişkin iddialarını hâlâ sürdürdüğünü en azından halk nazarında diri kılıyor.
Bu durum Başbakan Paşinyan’ın Ermenistan’ın temel yasalarında bir revizyon başlatma konusundaki isteksizliğini yansıtan eylemleriyle de örtüşüyor.
Erivan, anayasayı değiştirmek için acele etmiyor ve bunun tamamen iç bir mesele olduğunu iddia ediyor. Butavır, Ermeni liderliğinin Azerbaycan ile bir barış anlaşmasını sonuçlandırmakla ilgilenmediğini ve bir çıkmaza varana kadar müzakereleri ertelemeye niyetli olabileceğini gösteriyor.
Erivan’daki ayrılıkçı kalıntılarına ait “ofisi” kapatmak, bölgede bir barış gündemini ilerletmek için önemli bir adım olabilirdi. Ancak, böyle bir hareketin Erivan yönetiminin gündeminde olmadığı açık.
Buna karşılık, silah tedarikinde kayda değer bir artış var ve bu da Azerbaycan ile olası çatışmaya hazırlık ve militarizasyonun Ermeni devlet politikasının temel öncelikleri olmaya devam ettiğini gösteriyor. Fransa, Hindistan ve Amerika Birleşik Devletleri’nden son zamanlarda gelen büyük silah sevkiyatları söz konusu stratejik odaklanmayı daha da vurguluyor.
Ermeni medyası son dönemde Amerika Ermeni Ulusal Komitesi’nin (ANCA) ABD’deki Kongre Binası’nda, kongre üyeleri ve önemli siyasi figürlerin katılımıyla hayali “Artsakh”ı kutlayacak bir etkinlik düzenleyeceğini coşkuyla duyurduğu haberlerle çalkalanıyor.
Ermenistan’da ve Ermeni diasporasında rövanşist duyguların yeniden canlanması, ülkenin hızla militarize edilmesi, ABD ve Fransa’dan gelen kışkırtmalar, ayrılıkçı cuntanın ofisinin kapatılmasının reddedilmesi ve Anayasa’nın değiştirilmesine yönelik isteksizlik; tüm bu etkenler Erivan’ın intikam takıntısına sahip olduğunu gösteriyor.
Ancak bu tehlikeli saplantı Ermenistan’ı kuruluşundan bu yana en ciddi krizine sürükleyebilir. Ermeni tarafının yolunu yeniden gözden geçirmesi için fırsat penceresi hızla kapanıyor. Ne diyelim “kendi düşen ağlamaz…”